GÜNDEM

Uzmanlar, Mersin’de istilacı zehirli deniz kestaneleri konusunda uyardı

Deniz biyologları, Türkiye’nin güneyindeki Mersin kıyılarındaki zehirli deniz kestaneleri arasında görülen yüksek istila oranı konusunda uyardılar.

9 metrekarelik iki alanda iki ay süren kontrollü bir araştırma sırasında, Akdeniz’in bu bölümünde istilacı türlerin yeniden yerleşim oranının %108’e ulaştığını buldular.

Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Bölümü’nden Prof.Dr. Deniz Ayas’ın önderlik ettiği çalışma, ilk dalışını Mayıs ayı başlarında yaptı. Belirlenen alandan 34 deniz kestanesi buldu ve temizledi.

Ancak, dalgıçlar Temmuz ayında geri döndüğünde, her yerde 37 kadar zehirli deniz kestanesi vardı ve bu da geri dönüş oranını %108 olarak belirledi. Deniz kestaneleri, Kızkalesi ve Narlıkuyu arasındaki iki noktada 10 ila 20 metre derinliklerde toplandı.

Ayas, kıyıya yakın kayalara, mercanlara yerleşen ve bitki türleri ile beslenen uzun dikenli deniz kestaneleri (Diadema setosum) hakkında “Yerleştiği her alanda ciddi bir risk oluşturuyor” dedi.

 

Türün kendisi ile beslenen diğer canlıların popülasyonuna da zarar verdiğini açıkladı.

“Tür, Akdeniz’deki diğer canlıların besinlerini paylaşarak popülasyonlarını küçültme eğiliminde. Diğer türlerle çok başarılı bir rekabet ilişkisi var ancak doğada bunu dengeleyecek ve bu tür üzerinde baskı oluşturacak herhangi bir canlı gözlemlemedik. Uzun dikenli deniz kestaneleri özellikle Mersin kıyı şeridinde yerleştikleri her alanda ciddi bir risk oluşturuyor.” dedi.

“Bugün, incelediğimiz iki lokasyondan toplam 37 deniz kestanesi bulduk. Bu, metrekarede yaklaşık iki canlı anlamına geliyor, yani göç oranını %108’e koyuyor, yani bu ciddi bir risk. Tüm deniz kestanelerini temizleseniz bile. 2 ay gibi kısa bir sürede bölgeye daha fazla türün yerleştiğini görüyorsunuz.”

Yerel topluluk örgütü Slow Fish Mersin’in sözcüsü Ezgi Biçer Uçar, istilacı türlerle mücadelenin olası bir yolu olarak deniz kestanelerinin insan tüketimini teşvik etmeye çalıştıklarını söyledi.

Başa dön tuşu