GÜNDEM

Türkiye 1. nükleer santralinin son reaktörünün inşaatına başladı

Türkiye, Rusya tarafından Akdeniz kıyısında inşa edilen ilk nükleer santralinin dördüncü ve son reaktörünün inşaatına Perşembe günü başladı.

Türkiye ve Rusya’nın hayata geçirdiği en büyük enerji projesi olma özelliğini taşıyan Akkuyu Nükleer Santrali (NGS) projesinin yeni fazı, iki ülkeden yetkililerin katıldığı temel atma töreniyle görücüye çıktı.

Rusya’nın devlet nükleer enerji şirketi Rosatom, güney Mersin ilinde Akdeniz kıyısında santral inşa ediyor. İki ülke 2010 yılında bir işbirliği anlaşması imzalamış ve 2018 yılında inşaata başlamıştır.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Türkiye’nin yarım asrı aşkın süredir devam eden nükleer enerji yolculuğunda artık tünelin ucundaki ışık görünmeye başladı” dedi.

Toplam dört üniteden ilkinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yılının ortalarında devreye alınması planlanıyor.

Rosatom Başkanı Alexei Likhachev ve diğer üst düzey yetkililerin de katıldığı törene, tamamlandığında yılda 35 milyar kilovatsaat (kWh) elektrik üretmesi beklenen santralin yurt içi elektrik ihtiyacının yaklaşık %10’unu karşılayacağını söyleyen Dönmez, .

Bakan, mevcut haliyle tesisin dünyanın en büyük şantiyelerinden biri olduğunu söyledi.

Dönmez, pandemi sonrası Türkiye’de artan enerji talebinin karşılanması ve küresel emisyonların azaltılması için nükleer enerjinin önemli bir seçenek olduğunu söyledi.

% 60 yaşam hizmeti

Kalan üç reaktör, 2026 yılı sonuna kadar yılda bir olmak üzere toplam 4800 megawatt (MW) kurulu güce sahip olacak şekilde faaliyete geçecek.

İkinci ünitenin inşaatı Haziran 2020’de başladı, daha önce Türkiye aynı yılın Kasım ayında üçüncü ünite için inşaat ruhsatı verdi.

Tahmini hizmet ömrü 60 yıl olacak ve 20 yıl daha uzatılabilecek olan santral, günün her saatinde karbonsuz enerji üretecek.

Baz yük santrali olarak başta doğalgaz olmak üzere ithal enerji kaynaklarına bağımlılığın azaltılmasında öncü rol oynayacaktır.

Dev projenin en yoğun inşaat döneminde yaklaşık 15.000, işletme aşamasında ise yaklaşık 4.000 kişiye istihdam sağlaması bekleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen yıl Eylül ayında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin ikinci ve üçüncü nükleer santraller için mümkün olan en kısa sürede adım atmayı hedeflediğini söyledi.

Akkuyu, dünyada yap-sahiplen-işlet modeliyle uygulanan ilk NGS projesidir. Uzun vadeli sözleşme kapsamında Rosatom, enerji santralinin tasarımını, yapımını, bakımını, işletimini ve hizmetten çıkarılmasını sağlamayı kabul etti.

Firmanın yaklaşık 20 milyar dolara mal olacağı tahmin edilen projede %99,2 hissesi bulunuyor ve bu, Türkiye tarihinin tek bir sahada gerçekleştirilen en büyük yatırımı olma özelliğini taşıyor.

Proje ayrıca Türk mühendislerinin yurtdışında aldıkları eğitimlerle nükleer santralleri işletmek için gerekli eğitim ve deneyimi kazanmasını da sağlamıştır.

Bugüne kadar 317 öğrenciden 246’sı Rusya’da nükleer enerji eğitimini tamamlayarak Akkuyu’da görev yapmakta, geri kalan 71 öğrenci ise halen eğitim görmektedir.

Dönmez, “Akkuyu sadece üreteceği elektrikle değil, yeşil enerji hedefimize katkısıyla da önemli bir rol oynayacak” dedi.

Akkuyu, ömrü boyunca yılda 35 milyon ton karbon salınımını ve 2,1 milyar ton karbon salınımını önleyecek.

Uzun nükleer yolculuk

Türkiye’nin kendi arazisine nükleer santral kurma niyeti 1950’li ve 1960’lı yıllara dayanmaktadır.

1955 yılında Türkiye, “Atom Enerjisinin Sivil Kullanımlarına İlişkin İşbirliği Anlaşması”nı imzalayan ilk ülkelerden biri oldu.

Anlaşmayı, devletin bilimsel ve teknik gelişmesi ve personel yetiştirmek amacıyla kurulan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun kurulması izledi.

1955 yılında Türkiye, “Atom Enerjisinin Sivil Kullanımına İlişkin İşbirliği Anlaşması”nı imzalayan ilk ülkelerden biri oldu.

Nükleer santral kurulması ile ilgili ilk araştırmalar 1965 yılında başladı. 1974 yılında Mersin’in Gülnar ilçesindeki Akkuyu sahası ilk santralin kurulması için uygun görüldü.

1976 yılına kadar burada detaylı arazi etütleri yapılmış ve yapılan gözlemler sonucunda saha nükleer santral kurmak için ruhsat almıştır.

Mali ve siyasi nedenlerle uzun bir aradan sonra Türkiye, Rusya’nın nükleer teknoloji alanındaki uzun yıllara dayanan tecrübesine yönelmeye karar verdi.

Dönmez, “Nükleer enerji, Türkiye için bir rüyadan çok gerçekçi bir hedef haline geldi” dedi.

Resim temsili

Başa dön tuşu