Milyonlarca insan bu günlerde enflasyonla boğuluyor. TÜİK verileri öyle söylemese de ENAG verilerini incelediğimizde gerçeği görüyoruz. Bu iki kurumun verilerine inanmasak da markete gittiğimizde cüzdanımızla baş başa kalıyoruz.
4 liraya aldığımız domatesin kilosu bugün 30 lira oldu. 2 lira olan patlıcanın kilosu 45 liraya çıktı. Doğalgaz faturası demeyelim, acısı hala hissediliyor. Elektrik faturalarında yaşanan sıkıntıları unutmadık ve unutmayacağız. Enflasyonun küçük olduğu gösterilse de ne yazık ki gösterilenler yaşananlarla aynı değil. İnsanlar bugün eksiklik yaşıyor, bunun dışında markete gittiklerinde bu eksikliği daha da fazla hissediyorlar. Bir kilo et 150 lirayı buluyordu. Toplu taşıma ücretleri ikiye katlandı. Hepimiz şişirme hamuru ile yoğururken şişirmeyi küçük yapmak saniyelerden tasarruf etmek demektir. Birkaç saniye sonra (insanlar bu rakamları anlayana kadar), enflasyon rakamlarının hiçbir değeri kalmaz.
Enflasyon Üç Rakamlara Ulaşacak mı?
Bu şekilde gidersek, üç haneye kadar çıkacak. 1980’lerde ve 1990’larda yaşananların tam 10 katını bugün yaşıyoruz. Bugün hepimiz bir araba alabiliriz, hepimiz bir ev alabiliriz, hepimiz bir telefon alabiliriz, herkes dışarıda, yiyip içiyor ve eğleniyor. Ama enflasyonu bu şekilde değerlendiremeyiz. Bazı insanlar yüksek gelire sahip olabilir, ancak enflasyon onları etkilemeyebilir. Ama bu enflasyon olduğu gerçeğini değiştirmez. İnsanların yaşadığı sorunların bittiğini göstermez, dünyayı hiç pembe kılmaz.
Dolar, Euro, Altın Ne Olacak, Enflasyon Nereye Gidecek?
Bugün gördüğünüz dolar, euro ve altın oranı daha iyi durumda. Dolar borcu olanların dolar ve euro borçlarını hızlı bir şekilde ödemelerini tavsiye ediyoruz, çünkü bu borçlar ileride asla kapanmaz. Enflasyona karşı önlem almalıyız çünkü üç haneli rakamlara geçince 500 – 600 bin lira olan evler 1 milyon lira olacak çünkü hızlı yükseliş net bir şekilde görülüyor. Kiralar artıyor, hayat pahalılaşıyor, insan olarak ekonomik anlamda batıyoruz. Bu enkazı düzeltmek için hiçbir şey yapmıyoruz, daha da hızlı batıyoruz.
